Mesela bir deyimi öğrenmenin en iyi yolu o deyimin kullanıldığı olaya şahit olmaktır. İngilizce konuşulan bir ülkede bu şekilde akıcılık kazanmak çok kolay. Peki ya Türkiyedeyseniz nasıl olacak?
- Grameri unutun. Türkçe’yi gramer kitaplarından öğrenmediniz.
- İngilizce kitap okumayın. Sıkılırsınız, hevesiniz kaçar.
- Sevdiğiniz dizileri İngilizce altyazılı izleyin. Daha önce izleyip tekrar izlemek istediğiniz dizileri altyazısız izleyin. Dinleme yetiniz çok gelişir.
- Dizi defteri tutun. Dizi izlerken elinizin altında olsun; bilmediğiniz deyimleri, tabirleri yazın. Kelimelerle aynı yere yazmayın. Kelimeleri defterin diğer tarafına yazın.
- Diziler günlük yaşamda kullanılan tabirleri içerir. Bir kelimeyi veya deyimi Türkçesi üzerinden değil de olay üzerinden öğrendiğinizde ve o olayla karşılaştığınızda aklınıza Türkçesi değil İngilizcesi gelir. Bir çırpıda söylersiniz.
- Popüler ünlemleri öğrenin. Şaşırma, korkma, merak vs. Ne kadar işinize yarayabileceğine inanamazsınız.
- Diyalog sürdürücü cümleler öğrenin. Arkadaşlarınız Türkçe konuşurken gözlemleyin. Dizilerde de bunlara dikkat edin.
- Kelime öğrenmeyin; cümle öğrenin. Kelimeyi öğrenmek cümle kurarken kelimeyi hatırlamaya çalışacağınız için zaman kaybettirir. Cümleyi de kelimeyi hatırlayacağınız hızda hatırlarsınız. Yani bir olayı anlatırken 3 kelime yerine 3 cümle söylemiş olursunuz. Akıcılık bu şekilde kazanılır.
- Aksanınızı takmayın. Gerçek anlamda akıcılık kazandığınızda aksanınız düzelir.
- En çok kullandığınız, kullanabileceğiniz 30-40 cümleyi tespit edin. Bir kenara not edin. Bunların İngilizcelerini öğrenin. Hatta yorum kısmında bizimle de paylaşın. Başka dil öğrenmek istediğinizde de işinize yarar.
- Pratik yapma imkanınız varsa kaçırmayın. Evinizde boş odanız varsa Craig’s List’e ilan verin, değişim öğrencilerine kiralayın. Couch Surf’e üye olun. Misafir ağırlayın. Siz pratik yapmaya gidemiyorsanız, onun size gelmesini sağlayın.
0 yorum: